Nahita, Anadolu köklerinden ilham alan ve beslenen, coğrafyasına, tarihine ve kültürel devamlılığa saygılı, dünyanın yeni yüzyılında eksik olan sağduyuyu işleyen felsefesini, hikayesine ve tabaklarına yansıtıyor.

Öncelikle içinden köy geçen otel; Argos in Cappadocia’dan bahsedelim biraz. Ülkemiz muazzam bir iklim ve coğrafyaya, eşsiz kültüre ve mirasa sahip, dünyanın hiçbir yerinde bulunmayacak manzaralara ve hikayelere kapılarını açmaktadır.

Argos in Cappadocia, ince bir zevk ve “hayat burada yaşanır” sözüyle yola koyulan, zaman içerisinde Kapadokya’nın güzelliklerine sahip çıkma, onu gösterme, koruma ve yaşatma fikri ile doğmuştur. Uzman mimarlar, tarihçiler, koruma kurulunun denetimi altında her birinin yapımı yıllarca süren, 13 bin 500 metrekarelik bir alana yavaş yavaş işlenen otel odaları, dokusundan dekorasyonuna her şeyiyle bölgeden ilham almıştır. Bölgeye özgü taş ve ahşap işçiliğinin en zarif halini her alanda görmeniz mümkün.

Dünyada; içinden yüzyıllarca önce yapılmış tünel geçen kaç otel vardır? Nahita, binlerce yıldır nakış gibi işlenen benzersiz bu coğrafyada yer alan Argos in Cappadocia’nın içinde açıldı. Yüzyıllar boyunca yeryüzünün en büyük manastır yerleşkesi, üzüm ve şarabın anavatanı, Hristiyanlığın beşiği, Selçuklu’nun kalbi, Anadolu bozkırının vahası olan Kapadokya ile bütünleşen ve tüm bu eşsiz mirası her yönüyle yansıtan Nahita’ya geçelim.

Nahita, kadim öğretilerin doğumuna şahitlik eden Anadolu’yu ve dünyanın en eski yerleşim merkezlerinden birinin içinde yer alan Kapadokya’yı özümseyerek eşsiz bir Anadolu mutfağı deneyimi sunuyor.

Şef Ömür Akkor’un mutfak danışmanı olarak yer aldığı Nahita; Anadolu’nun 11 bin yıllık köklerine sahip çıkan ve tarihin en eski reçetelerine hayat veren Nahita; yağmur suyunu biriktirip, kendi tarımını yapan, atıklarını dönüştüren, ürünlerini yerel üreticilerden alan yapısıyla misafirlerine, yaşayan ve yaşatılan bir tarihin parçası olma deneyimi sunuyor. Nahita, binlerce yıllık turşulama, tuzlama ve kurutma tekniğini de mutfağında kullanarak mirasına yatırım yapmaktadır. Kullanmış olduğu pişirme ve saklama teknikleri, özel reçeteleri ve sunumu ile geçmişi geleceğe taşımaktadır. Nahita’nın içecek konsept danışmanlığını ise lezzet algısı uzmanı Oğul Türkkan üstlenmektedir.

Menü de başlangıç için; Anadolu’ya özgü peynirler, farklı pişirme tekniklerini barındıran sebzeli salata örnekleri, hiçbir yerde tadını yakalayamayacağınız balkabaklı tarhana çorbasını, çömlek peyniri ve bu yöreye özgü peynirleri bulabilirsiniz. Tabii söylemeden geçmeyelim, tüm yerel ürünler, yaklaşık 60 km çapındaki bölgeden tedarik edilmektedir.

Ara sıcaklarda pancar, kereviz ve patatesin “iştah açanlar” bölümünde olması tesadüf olmamalı. Ana yemekler ise; “Anadolu Mutfağından Ziyafet Yemekleri” başlığı altında sıralanıyor. Hitit mutfağının binlerce yıllık reçetelerinden Happena, etin yüksek ısıda zeytinyağında pişirilerek, kayısı püresi ile servis ediliyor. Dana İncik, Dana Kaburga, Nevşehir Tava, Ağ Pakla, Peynirli veya Patlıcanlı Arpa Şehriye, Ev Yapımı Mantı öne çıkanlar arasında. Menünün %30’u et geri kalanı sebze ve diğer ürünlerden oluşmaktadır. Anadolu’nun geleneksel yavaş pişirme ve demleme teknikleri ile hazırlanan bu yemek lezzet algınızı değiştirecek.

Ve lafı tatlı ile bağlayalım istiyoruz. 200 yıllık tarif ile hazırlanan Pekmezli Un Helvası ile başlayalım, tercihlerinize göre Kabak Tatlısı, Vişneli Ekmek Kadayıfı, Zeytinyağlı Elmalı Baklava seçebilirsiniz. Hepsi birbirinden lezzetli.

Nahita’yı ziyaret eden çok kıymetli misafirlerimiz, yorumlarınızı bizlerle paylaşmayı unutmayın. hello@sestri.com.tr

Argos in Cappadocia