Çin’in bir bölgesinde sadece kadınların konuştuğu bir dil olduğunu duymuş muydunuz hiç? Çince’de “kadın yazısı” anlamındaki Nüshu… Yıllar boyunca Hunan eyaletinin kadınları, birbirlerine düşüncelerini aktarmak için kodlanmış bir dil kullanmışlar. Bu dille şarkılar söylemişler, şiirler okumuşlar. Dillerini mendillerine, yelpazelerine nakış gibi işlemişler. Annelerden kızlarına aktarılarak yaşatılan bu dil giderek ölü bir dil olmuş.
Çin’in güneydoğusunda yer alan ve yüzde 80’i dağlık olan Hunan bölgesi, Nüshu dilinin doğduğu yer. Aslında okuma yazma bilmeyen kadınların gördükleri yazıları kopyalama çabasıyla ortaya çıkan bu dil, daha sonra özel bir kadın diline dönüşmüş. Binlerce yıl boyunca dış dünya tarafından bilinmeyen Nüshu, 1980’ler de ortaya çıkarılmış. Dili akıcı konuşabilen son kişinin 16 yıl önce ölmesinin ardından, Nüshu dili Xiao nehriyle çevrili olan ve küçük bir asma köprü ile ulaşılabilen Puwei köyünde yeniden doğmuş. Ve dil, 2006 yılında Çin Devlet Konseyi tarafından Ulusal Somut Olmayan Kültürel Miras Listesine alınmış.
Şimdilerde bir Puwei kadını olan Xin Hu, bölgede açılmış olan Nüshu okulunda bu dili “kız kardeşlere” öğretmekle kalmıyor, Asya ve Avrupa turlarına çıkarak dili tanıtıyor.
Sestri & Dinle
Merhabamız rengini Ege’den alır…
Kırmızımız rengini Mevlana ve Yunus’un Aşk’ından getirir…
Boyandık yola düştüğümüzde Ege’den maviye; karadaki denizden de kırmızıya.
Şimdi Sestri ve Dinle birlikte boyayacak tüm dünyayı ve Anadoluyu yeniden ve en yenisinden maviye kırmızıya….